7 Haziran 2011 Salı

EGO 105 – Türk Kızının Gereksiz Durumları Gereğinden Fazla Düşünme Sendromu

son zamanlarda bayan arkadaşlarımdan sıkça duyduğum bir serzeniş var: “biz bu erkekleri anlayamıyoruz, napıcaz” şeklinde..olaylar çeşitli ama sorun ortak: türk kızı kafası gayet bariz olan olaylarda birazcık karıştığı anda ne yapacağını bilemiyor, olayları düşünce yoluyla gereğinden fazla abartıp olur olmaz noktalara çekerek kendine, çevresine, arkadaşlarına rahatsızlık hatta zarar vermeye başlıyor, hemen bir örnekle açıklayalım:

kızla adam tanışıyorlar, kızın elemana sevgililik bazında şans vermesi; erkeğin, kızın aradığı tipe uymamasından dolayı pek ihtimal dahilinde değil, ancak arkadaş oluyolar..bundan sonrasını bir bayan arkadaşımızın kaleminden dinleyelim, sonra kendi çerçevemizden devam ederiz:

“Şimdi önce denek kızı alıyorsunuz, tanışıyorsunuz. Abazanlaşmadan çok güzel arkadaşı oluyorsunuz. Bu arada bakımlı, bilgili ve kültürlü bir erkeksiniz. Ha en önemlisi eğlencelisiniz abi, kız sizinleyken derdinden tasasından kurtuluyor, güldürüyorsunuz. Tabi bunlar dışında her kızın istediği tip bir erkek vardır. Tip derken karakter olarak yani. Bazısı babası gibi ister, bazısı çok kıskanç, bazısı çok serbest bıraksın ister. Neyse kızın ne tip bir erkek istediğini öğrenip o moda giriyorsunuz. Bu sayede kız sizi arkadaşı olarak görüyor ama bir yandan da 'tam istediğim erkek' gibi düşünmeden edemiyor. Eh zaten hoşlanmaya kendisi farketmese de başlamış oluyor.

Bundan sonraki adım sabır. Sabırlı olup bu arkadaşlığı aylarca sürdürmeniz gerekiyor ki kız size alışsın. Tabi bu sırada kıskanıyorsunuz arada onu, kızıyorsunuz falan. Kızın kafası karışıyor 'Lan acaba benden mi hoşlanıyor?' dediği aralar bu sefer de okulda gördüğünüz hoşlandığınız bir kızdan konu açıp o kıza methiyeler düzüyorsunuz. Bu sayede kız 'Yok canım hoşlandığı bir var.' diyor ve durum çözülüyor. Neyse gel zaman git zaman, kız size iyice alıştıktan sonra vurucu hamleyi yapmanız lazım. Yani kıza da bağlı tabi, sevgilisi varsa falan arayı soğutun zaten de baktınız kız inatla kimseyle çıkmıyor etrafında bir çok erkek olmasına rağmen, hah gönlünü size kaptırmış olabilir.

O dakikadan sonra kıza aşkınızı açıklayacaksınız. Kız kabul ederse birkaç gün ona 'seni seviyorum' lar ne bileyim 'aşkım' lar falan yapacaksınız. Kız bunlara da alışacak. Sonra bir gün durup dururken pek konuşmamaya, elini tutmamaya, arayıp sormamaya hatta hatta telefonlarına cevap vermemeye başlayacaksınız. Kız var ya deliye dönüyor bu esnada. Düşünmeden duramıyor 'Ne oldu da böyle oldu?' falan diye. Eğer çok alıştıysa, sevdiyse ağlamaktan gözleri şişiyor.”


bu olay ve türevi birçok bayan arkadaşımın başına gelmiştir..yani her kızın hayatında durup da ‘lan acaba benden mi hoşlanıyor’ dediği birçok erkek olmuştur..şimdi de hikayeyi erkek gözüyle analiz edelim:

elemanımız, artık bir manita bulmanın vaktinin geldiğini düşünerek piyasaya açılıyor, bir şekilde onlarca kızla tanışıyor..sonra bu adam işsiz modunda, hepsiyle teker teker msn, facebook, twitter gibi platformlardan yazışıyor, kendi kafasında eleme, ve dişine göresini bulma eyilimine gidiyor..bu sıralarda bakıyor ki cidden her dediğine gülen, her derdine yetişecek, muhabbeti güzel, kanka modunda takılacak bir kız var, onunla diğerlerinden çok konuşuyor, ama kanka modunda(burası önemli!)..

sonra ilkokulda keşfettiği, kızların saçını çekip kızdırmayla başlayan ve günümüze süregelen odunluk genin vermiş olduğu yetkiye dayanarak biraz sinir etmeye başlıyor karşısındakini..hafif karışmalar, ‘onu yapma, buralara gitme’ ler vs..sonra kız kendini adama anlatmaya başladıkça, hoşlandığı adam modeli vs, zaten arayış içinde olan adam da belki ‘diğer kızları da bu modda tavlayabilirim’ diyerek o moda bürünüyor..kızın kendinden hoşlanmaya başladığından bihaber, ona bulduğu diğer hatunları anlatıyor..’bu böyle, bunun şurası güzel, bu böyle iyi’ şeklinde..farkında olmadan da karşısındaki kızın egosunu aşağılıyor; çünkü karşısındaki kız zamanla ‘lan bu malak bana bakmıyor, e bende diğerlerinde olmayan ne var’ şeklinde düşünerek adamla daha çok ilgilenmeye başlıyor..ya da elemanımız kıza başka bir arkadaşını ayarlamaya çalışıyor, kısacası kızın egosunu kırıcak pek az karakter modundan ‘umursamaz’ moduna giriyor kendini farkında olmadan..sonra adamın ‘güvenli liman’ı yani ‘elde var 1’ i oluyor, farkında olmadan..

sonra adam aylarca diğer kızlarla şansını bir güzel deniyor, beceremiyor, umduğunu bulamıyor, vs. ama her seferinde dönüp dolaşıp güvenli limanına sığınıyor..kız, sadece ama sadece erkeğin, o anda doldurumlası gereken boşluğunu doldurmaktan başka bir işe yaramadığını anlayamıyor; ‘lan bu yoksa benden mi hoşlanıyor’ düşüncelerini çoğaltıyor, onu elde etmeye yönelik hamlelerini yapıyor..çünkü kız, zaten bugüne kadar her istediği erkeği az çok elde etmiş, kendisine ilk etapta manita gözüyle bakmayıp da salaş takılan bu adamın iç yüzünü merak ediyor, iyiden iyiye deliriyor..

en sonunda eleman seçeneği tükenince, ‘battı balık yan gider’ mantalitesiyle şansını kankasından yana denemeye çalışıyor, ve farkında olmadan kullandığı ‘kafa karışıklığı’ ve ‘umursamazlık’ taktiği ile kankasını elde ediyor..kız bile şok halinde, ‘lan ben böyle bi adamla nasıl çıkıyorum’ diyor, ama olan oldu, kafa karışıklığı taktiğinin son kurbanı olduğundan habersiz yoluna devam ediyor.

gelelim dersimize:

türk kızındaki ego, adamın şu durumunu analiz etmekten yoksun: adam arayışta, her msn’i veya feysbuku açışta orada kombineli, manitasız, her an belki herşeyi yazabileceği ‘kanka’sı hazır ve nazır şekilde onu bekliyor..ilk bilgiayarını açtığında diğerlerine iş atıyor, bakıyor ki olmuyor; kankasına yöneliyor..ona çeşitli odunluklar yapıyor, aklında diğer kızların buna pas vermemesinin hıncını ondan çıkarıyor..ama farkında değil ki odunlaşma yönüyle bile yaptığı bu hamleler kızımızın gözünde + puan olarak hanesine yazılıyor..kız da elemanın bu dengesiz halini ‘kesin benden hoşanıyor’ düşüncesine tuz-biber yapıyor, arkadaşlarına sürekli onu anlatıp durumu analiz etmeye çalışıyor, çıkmaza düşüyor, çıkmaza düştükçe egosundan dolayı sinir oluyor, sinir oldukça o elemanı daha da istemeye başlıyor..çünkü egosunu rahatlatmanın tek yolunun o elemanı alt etmek olduğunu gayet iyi bir şekilde biliyor..

bu olaya bir özet getirecek olursak: kız milleti, kendi egosunu ezebilen erkeğe aşık olur(bunu da oturup düşündüm)..zaten aldatılan kızın çoğunlukla aldatana aşık olmasındaki temel faktör de ego ezilmişliğine bağımlılıktır..

ve şekil 1-a daki kardeşimiz de %95 farkında olmadan kafa karıştırma taktiği ve umursamaz erkek modeline bürünerek karşısındaki kızın egosunu eziyor, umursamıyor, farkında olmadan diğer kızlarla kıyaslıyor ve diğerlerinden aşağıda bir yere koyuyor ve kendisine bir manita kazanıyor..peki ama amacı bu değilken adama neden piyango vuruyor? çünkü türk kızı-kadını gereğinden fazla düşüyor abi.

erkek okurlar gayet iyi bilirler, kız milletinin her olayı bi ‘yanlış anlama’ durumu vardır, ve olmaya devam edicektir..yani sen masumane bir şekilde, kız arkadaşına hediye almak için bir arkadaşınla gizlice mesajlaşırken o; senin onu aldattığını düşünerek ipini çekecek, belki hediyeni vermeye fırsat vermeden senden ayrılacaktır..1 gün senden haber almayınca öldü’den, yeni birisini bulduğuna kadar türlü modlara girecek; biraz sabredip olayların gidişatını görmeden, anlamadan, dinlemeden hükümü verecektir..hani “arka sokaklar” dizisinde bu hüsnü çoban’ın karısı var, aslında her kız biraz da olsa o kadına benzer..bu benzerliğin sebebi ve gelecek yazımızın konusu ise ‘kız milletinin, dünyayı kendi etrafında dönüyo sanışı’dır, belki de onlarca daha yazsımıza konu olacak olan ego’dur.

p.s: bu ve buna benzer, konumuzla ilgili en az 20 örnek verebilirim, şu dakika, ama yazının iyice uzadığının farkındayım, şimdilik 1 tanesi yeterli.

p.s2: bu kızları biz şımarttık ya, yeminle bak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder